17 Şubat 2011 Perşembe

seni görmezden geliyorum çünkü...

Şimdi anlamadığım bir şey var.
Sanat toplum içindir, sanat sanat içindir tartışmasına hiç girmeyeceğim. Evet, yine düşündüklerimin hepsini yaz(a)mıyorum. Yazmaya kalksam hepten dağılacak...
Diyorum ki, mesela bir sergi var. Onun da açılışı var.
Haliyle o sergiyi görmeye giden insanlar var. Merak edip, önemseyip açılışına gelenler.
Sanatçının ukalalığını, ilgisizliğini anlamıyorum.
Haydi diyorum, önyargılı yaklaşmayacağım insanlara. Bekleyelim, görelim. Ama yok.
Daha önce de karşılaştım. Sergi sahibisin veyahut sergiye ev sahipliği yapıyorsun. O vakit oraya gelen insana bir 'hoşgeldiniz' i çok görmeyeceksin.
Çok şey değil istediğim. Bir tebessüm ve 'merhaba' yalnızca. Birazcık iletişim. Birbirimizi görüp, algıladığımıza dair bir işaret.
Çok zor olmasa gerek?
Madem ki sergin var, elindeki eseri ser-iyorsun. Birileri gelsin görsün diye değil mi?
Yalnızca eş-dost içinse, duyurma. Reklam yapma.

Bu yazı bugün gittiğim bir sergi açılışı üzerine pek tabii. Tepkim yalnızca gözlemlediğim tavra.
Aslında metropol ve sıkışıklık, yabancılaşma, yalnızlık duygularını hissettiren bir sergide böyle bir karşıla(ma)mayla karşılaşmak oldukça düşündürücü ve ironik.
Ortamla fotoğraflar uyuşmuştu en azından. Fotoğraflarda -özellikle Tokyo Compression* serisinde- hissedilen huzursuzluk bende de vardı açılışın başında.
Daha sonra gelerek gecemi çekilebilir kılan Mehmet Bizans'a teşekkürler.
*Fotoğraf Michael Wolf'a aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder